Mübadele Bölgeleri

- Serfice Sancağı (GREBENE)

Serfice Sancağı’na bağlı bir kaza merkeziydi. 1913 yılında Yunanistan idaresine geçti. Nasliç mübadilleri gibi Grebene mübadillerinin de ana dilleri Rumca’dır. Grebeneliler de “patriyot” olarak biliniyor. Grebene mübadilleri Aydın-Mursallı, Isparta, Burdur, Eskişehir, Ayvalık, Denizli-Honaz, Bursa-Başköy ve Niğde-Yeşilburç’a iskan edilmişlerdir. Grebene mübadilleri müzik, folklor ve yemek kültürlerini devam ettirmektedirler. “Kuvve-i Seyyare” kitabının yazarı Binbaşı Bekir Fikri Bey Grebenelidir. Bu gün ayakta olan eserler; şehrin merkezindeki saat kulesi ile Grebene yakınlarında, Trikoma’da bulunan Aziz Ağa Köprüsü (Restore edildi), Grebene Meçeova yolu üzerindeki Köse Mustafa Paşa Köprüsüdür. Günümüzde Grebene (Grevena) Batı Makedonya Bölgesine bağlı bir il statüsündedir

- Serfice Sancağı (NASLİÇ)(NEAPOLİ)

Serfice Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Nasliç ya da Naseliça bir bölge adıdır. Bölgenin en önemli kasabası olan Labşişt ya da Labşişta’ya da Nasliç denmektedir. Yörede, günümüze kadar ayakta kalamamış olan Vudurina ve Odra Tekkeleri’nin varlığı Bektaşiliğin yaygın olduğunu göstermektedir. Günümüzde Osmanlı döneminden bir saat kulesi ve restore edilerek devlet dairesi olarak kullanılan bir cami ayakta kalmıştır. Nasliç mübadillerinin ana dilleri Rumcadır. Nasliç mübadillerinin birbirlerine “hemşerim” anlamında “patriyot” diye hitap etmelerinden yörede kendilerine “patriyot” denilmiştir. Nasliç’ten gelen mübadiller Çatalca, B.Çekmece ve Silivri çevresine iskân edilmiştir. Günümüzde Nasliç (Neapoli) Batı Makedonya Bölgesi, Kozani iline bağlı bir kasabadır.

-Serfice Sancağı
Manastır Vilayetine bağlı bir sancak merkeziydi. Yıldırım Beyazıd döneminde Osmanlı yönetimine katılmıştır. Kozana, Alasonya, Cuma, Nasliç ve Grebene kazaları Serfice Sancağına bağlıydı.

Serfice Kazası
Arazisi dağlık ve ormanlık olmasına rağmen verimli alanları da çoktu. Serfice eriği adıyla bilinen erik türü her yerde çok itibar görmekteydi. Bağlarından yetişen üzümden kaliteli şarap yapılırdı. Kaza nüfusunun üçte biri Müslüman olmakla birlikte, nüfusu iki yüz bin kadardı. Kazada aba ve kilim üretilir, meralarında koyun ve sığır yetiştirilir, ormanlarından kazanın ihtiyacını karşılayacak kadar kereste elde edilirdi. Kazada; Türkçe, Rumca, Arnavutça ve Ulahça konuşulurdu. Serfice kasabasında Osmanlı döneminden günümüze kale surlarının bir kısmı ile bir kulesi ve idadi binası kalmıştır. Serfice (Servia) kasabası günümüzde Batı Makedonya Bölgesi, Kozani iline bağlı bir belediye statüsündedir.


-Drama Sancağı (SARIŞABAN)

Drama Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Kasaba, Çal Dağı’nın eteklerinden başlayarak Ege Denizine kadar uzanan sulak ve verimli bir ovada kurulmuştur. Sarışaban’a bağlı köylerin bir kısmı Çal Dağı’nın yamaçlarında bulunur. Karasu Nehri Kazayı kuzeyden güneye geçer ve sahile doğru bir kaç kol oluşturur. Sarışaban’ın verimli arazisinde pamuk ve tütün yetiştirilmesiyle birlikte her türlü tahıl ürünleri de yetiştirilmeye müsaittir. Çal Dağı’nın eteklerinde kurulan köylerde halk hayvancılık ve arıcılıkla geçimini sağlıyordu. Yazılı kaynaklarda Mübadele öncesinde Sarışaban’ın meralarında 15560 baş sığır, 690 baş at ve eşek, 100.000 kadar koyun ile 40.000 keçinin beslendiği belirtilmektedir. 1900 yılının başlarında kaza sakinlerinin 20.000 kişi olduğu, bunun bir kaç yüzü dışında tamamının Müslüman olduğu bilinmektedir. Kazada 80 kadar mektep ve bu mekteplere devam eden iki bini aşkın öğrenci vardı. Sarışabanlı mübadiller tütün ekim bölgeleri olan, Samsun ve Ege Bölgesi’ne iskan edilmiştir. Günümüzde Sarışaban, Doğu Makedonya ve Trakya Bölgesi Kavala iline bağlı bir belediye statüsündedir.

Drama Sancağı (KAVALA)

Kavala, Drama Sancağının Ege Denizi sahilindeki bir kazasıydı. Küçük bir kasabayken 19. yüzyılın ortalarında Drama Sancağında yetişen ve işlenen tütünlerin Kavala Limanı’ndan ihraç edilmesi kasabayı geliştirmiştir. O yıllarda yerleşim, tarihi kalenin çevresinde yoğunlaşmıştı. Kavala’da Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan su kemeri sapasağlam ayaktadır. Kavala, eski Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın memleketidir. Onun tarafından bir mühendishane, bir medrese-i hayriye, bir kütüphane ve imaret inşa ettirilmiştir. Taşoz Adasının geliri bu imarethaneye ve medreseye tahsis edilmiştir.

2007 yılında restore edilen imarethane ve medrese turistik bir otele dönüştürülmüştür. Osmanlı döneminden kalma iki camiden biri olan İbrahim Paşa Camii yapılan tadilatlarla kiliseye çevrilmiştir. 1900’lü yılların başında Kasaba içerisinde 5357 nüfus, 1627 hane, 374 dükkan, 221 mağaza, 29 kahve, 29 fırın, 3 otel, 6 cani, 3 dergah, 3 kilise, 1 havra ve 2 mektebin varlığı bilinmektedir. Kaza dahilinde 25 kadar köy ve çiftlik vardı. Nüfusu 15733 kişiydi. Kavalalı mübadiller, Samsun ili, Trakya ve Ege Bölgesinde tütün yetiştirilen bölgelere iskan edilmişlerdir.Günümüzde Kavala, Doğu Makedonya ve Trakya

Drama Sancağı
Drama, Selanik Vilayetinin 3. Sancağıydı. Egnatia yolu üzerindedir. Osmanlı yönetimi döneminde Drama Sancağı; Drama merkez kazası, Kavala, Pravişte, Sarışaban ve Ropçoz kazalarından oluşmaktaydı.
Drama Merkez Kazası
Kentin eski adı Drabescok olup Osmanlı kaynaklarında geçen Drama adı bu isme dayanır. Kentin ne zaman kurulduğu bilinmemekle birlikte tarihinin Makedonya Krallığı dönemine kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Bu görüşü doğrulayacak şekilde kentin güneyinde tarihi Filippi Krallığı’nın kalıntıları mevcuttur. Kent, Bozdağ’ın eteklerinde kurulmuştur. 19.yy ortalarından itibaren Drama bir tütün kenti olmuştur. Kırsal alanda en önemli geçim kaynaklarından biri tütün üretimiydi. Drama Sancağında üretilen tütünler kent merkezindeki atölyelerde işleniyor ve Kavala Limanı’ndan ihraç ediliyordu. Halkın diğer önemli bir geçim kaynağı ise pamuk üretimi ve çadır bezi dokumacılığıydı. Osmanlı ülkesinin her yanına çadır bezleri buradan gitmekteydi. Kentin içindeki Karpuzkaldıran (Aya Varvara) kaynak suyunun çevresinde halen ayakta olan eski tütün işleme atölyeleri ve zenginlerin konakları yer almaktadır. Drama Sancağında nüfusun büyük çoğunluğu Türklerden oluşuyordu. Şemseddin Sami Kamus’l Alam’da “Ahalisinin kısm-ı azamı Müslim ve kusuru Rum ve Bulgar vesairedir” diyor. 20. yy. başlarında Drama’yı ziyaret eden seyyah Abbott izlenimleri de aynı doğrultudadır. Abbott, reji idaresinde çalışan birkaç yabancı ve 130 kadar Yunan ailenin dışında geri kalan nüfusun tamamının Müslümanlardan oluştuğunu bildirmektedir.1859 yılında Drama Sancağında etnik yapıya göre nüfusun dağılımı şöyledir. Müslüman: 210.000, Rum-Bulgar Hiristiyan: 30.000, Çingene: 15.000, Yahudi, Ermeni, Arnavut: 1000. 1878 yılında Drama Sancağında nüfusun Müslüman ve Hıristiyan olarak dağılımı ise şöyledir: Müslüman: 270.998, Hıristiyan: 43.549 Evliya Çelebi, Drama’da Bey Camii (Drama Kalesi içinde), Atik Camii (Beyazıd Camii),Molla Camii, Ak Mehmet Ağa Camii, Büyük ve Küçük Tekke Camileri ve 7 tane mahalle mescidinin varlığından söz eder.Bu camilerin içinden sadece Beyazıd Camii, Ayios Nikolaos Kilisesi olarak varlığını sürdürmektedir. Drama’da mübadeleden önce Kâinat adlı bir gazete çıkıyordu.Mübadele’de Drama kent merkezine yakın olan yerleşim yerlerinde yaşayan mübadiller tren yolunu kullanarak Türkiye’ye gelmişlerdir. Drama mübadillerinin tütüncü olanları Ege Bölgesi ve Samsun’a, çiftçiler ve hayvancılıkla geçinenler ise daha çok Trakya ve Marmara Bölgesi’ne iskân edilmişlerdir. Günümüzde Drama, Doğu Makedonya ve Trakya Bölgesi’ne bağlı bir il merkezidir.


-SİROZ (SEREZ) Sancağı (ZİHNE)

Zihne, Serez Sancağının bir kazasıydı. Kaza merkezi Zilhova kasabasıydı. 1375 yılında Gazi Evrenos tarafından fethedilmiştir. Zilhova’da 2411 nüfus ve 535 hane, 80 han, 90 dükkân, 3 cami, 1 medrese, 1 tekke, 1 kilise, 3 mektep, birer hükümet konağı, telgrafhane ve kışla vardı. Kazanın nüfusunu çoğunluğu Müslümanlar olmak üzere Bulgarlar, Rumlar ve Kıptiler oluşturuyordu. Kaza nüfusu 37.000’den fazlaydı. Zihne’nin kâsesi ve bardağının çok meşhur olduğunu şu beyitten anlıyoruz: “Her şehrin bir beğenileni var Zihne’nin bardak Serez’in güzeli çoktur evleri çardak” Kaza genelinde 25 cami, 8 mescit, 1 medrese, 1 dergâh, 3 kilise, 1 rüşdiye, 18’i İslam ve 22 Rum mektebi ile 447 dükkân, 20 han, 3 hamam, 22 mağaza, 102 değirmen, 15 fırın ve bir fabrika vardı. Köy ve çiftlik sayısı ise 23 adetti. Günümüzde Zilhova kasabası yıkıntı halindedir. Ahalisi eski kasabanın 10 km güneyinde Nea Zihna kasabasını kurmuştur. Günümüzde Zihne (Nea Zichni) Orta Makedonya Bölgesinin ve Serez iline bağlı bir belediye statüsündedir.

(Demirhisar)

Demirhisar, Serez Sancağına bağlı kaza merkeziydi. Adı yakınından bulunan bir demir madeninden gelmektedir ki Yunanca adı olan Sidirokastro da aynı anlamdadır. Kasaba 10 mahalleden oluşuyor ve 3366 nüfusu barındırıyordu. 1900 yılına gelindiğinde kasaba içinde 721 hane, 294 dükkan, 6 cami, 1 dergah, 4 medrese, 5 mektep, bir kilise ve birer adliye ve mülkiye daireleri ile telgrafhane bulunuyordu. Kazanın 80 köyü vardı.Ahalisi, ziraatçilik, bağcılık ve ipekçilik ile geçinirdi.Kazanın İspatova ve Kruşova köylerinde Hıristiyanlara mahsus panayırlar kurulurdu. Kazada cilt hastalıklarına iyi gelen ve geliri “maarif sandığına” aktarılan iki ılıca mevcuttu. Bu ılıcalar günümüzde de hizmet vermektedirler. Demirhisar mübadillerinin çoğunluğu Adana ve Mersin illerine iskan edilmişlerdir. Günümüzde Demirhisar (Sidirokastro) Orta Makedonya Bölgesinin ve Serez iline bağlı bir belediye statüsündedir.

SİROZ (SEREZ) Sancağı

Siroz Sancağı, Serez merkez kazası ile Menlik, Zihne, Razlık, Petriç, Demirhisar, Cuma-i Bala ve Nevrekop kazalarını kapsamaktaydı. Günümüzde Menlik, Razlık, Petriç, Cuma-i Bala ve Nevrekop kazalarına bağlı yerleşim yerlerinin büyük çoğunluğu Bulgaristan sınırları içindedir. Nevrekop kazasının Yunanistan sınırları içinde kalan yerleşim yerlerinin ahalisi ise mübadelede Türkiye’ye gelmiştir. Serez, Selanik Vilayetini oluşturan üç sancaktan birisi ve aynı adlı sancağın merkeziydi. Bu kente, Avrupalılar Sere ya da Sentis, Osmanlı döneminde Siroz derlerdi. 1383 yılında Gazi Evrenos Bey ve Çandarlı İbrahim Paşa tarafından Osmanlı egemenliğine giren kent savaşmadan teslim olmuştur. Bu nedenle kentin eski sakinlerinin oturduğu kale içine Müslüman yerleştirilmemiş, kiliseler camiye çevrilmemiştir. Müslümanlar kale surları dışındaki mahallelerde yaşıyorlardı. Serez camilerinin tümü Fetihten sonra inşa edilmiştir. 1900 yılı itibariyle kentin nüfusu, 11027 erkek 10585 kadın olmak üzere toplam 21602 kişiydi. Kentteki 55 mahallenin 25’inde Türkler yaşıyordu. Sancak nüfusunun %39’u Müslüman, %37’si Bulgar, %21’i Rum’du. Kent merkezinde 4389 hane, 43 han, 1115 dükkan, 21 kilise, 29 cami, 15 dergah, 2 havra, 11 medrese, 23 mektep, 1 kütüphane, 100 havlu dokuma tezgahı, 1 buharlı pamuk fabrikası vardı. Her yıl şubat ayında açılan panayırı ve yayları ile ünlüydü. Serez tarihinde öne çıkan isim Şeyh Bedrettin’di. Bedreddin’in türbesi Orta Mezarlık adlı Türk mezarlığındadır. Mezarlık Tekkesi denilen Bedreddini Tarikatının Tekkesi bu Türbenin yanındaydı. Bedreddin’in na’şı mübadele sırasında Serez Mübadele Komisyonu tarafından İstanbul’a getirilmiş ve 2. Mahmut Türbesi haziresine defnedilmiştir. Serez, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önemli merkezlerinden birisidir. Mübadele öncesi ve sonrasında rol oynayan önemli bir isim de Serezli Mehmet Esat Bey dir.
serez1Mehmet Esat Bey, tiyatro sanatçısı Metin Serezli’nin babasıdır. Bugün Serez’de kötü durumda olmakla beraber Osmanlı dönemine ait Mehmet Bey Cami, Mustafa Bey Cami, Zincirli Cami (Selçuk Sultan Camii), Vilayet Binası gibi mimari örnekleri görmek mümkündür. Ayrıca 1485 yılında Çandarlı İbrahim Paşa tarafından yaptırılan Bedesten arkeoloji müzesi olarak kullanılmaktadır.
Arazisinde kaliteli tütün ve pamuk yetiştirilirdi. Selanik’ten sonra bölgenin en önemli ticaret ve kültür merkeziydi. 1757 yılına kadar gümüş ve altın para basan bir darphane mevcuttu. Serez’de ilk gazete 1910 yılında yayın hayatına başlamış, aynı yıl bir sinema salonu açılmıştır. Balkan Savaşı sırasında, 1912-1913 yılları arasında kent Bulgar işgali altında kalmıştır. Serez Sancağının kırsal bölgelerinde yaşayan Müslüman halk katliamlardan kurtulmak için kent merkezine sığınmıştır. Ne var ki bu katliamlar kent merkezinde de devam etmiştir. 1913 yılında Bulgarlar kenti terk ederken yakar. Evlerin ve işyerlerinin büyük çoğunluğu yanar. Müslümanların büyük çoğunluğu Serez’i 1913 yılında terk etmek zorunda kalmıştır. Son kalan Türkler de 1923 mübadelesinde Serez’i terk etmiştir. Serez Sancağından gelenlerin ağırlıklı olarak iskân edildiği bölgeler; Edirne, Tekirdağ, Mersin ve Adana’dır. Günümüzde Serez (Serres) Orta Makedonya Bölgesi’ne bağlı Serres ilinin merkezidir.

Manastır Vilayeti (FLORİNA)

Manastır Vilayet ve Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. 1387 yılında Osmanlı İdaresine girmiştir. 1912 Balkan Savaşı sırasında önce Sırpların sonra da Yunanlıların eline geçmiştir. Osmanlı yönetimi döneminde Kasabada 1274 hane ve 9154 nüfus vardı. Florina kazasına, Rudnik, Nevaska ve Veştran nahiyeleriyle 76 köy bağlıydı. 1906 – 1908 yılları arasında Florina’da kaymakamlık yapan Tahsin Uzer geniş çaplı bir imar faaliyetine girişmişti. Bu dönemde Uzer tarafından, askeri hastane, hükümet konağı, Jandarma tabur dairesi, cezaevi, posta ve telgrafhane ile biri kızlar için olmak üzere sanat okulları inşa ettirmiştir. Osmanlı döneminden günümüze, Gazi Evrenos Bey’in oğlu Yakup Bey’in yaptırdığı caminin minare kaidesi, bir hamam, hükümet konağı ve Florina Çayı boyunca sıralanmış Gazi (Gazi Yakup) Mahallesinde bazı eski evler kalmıştır. Bazıları restore edilmiş, bazıları da restore edilmeyi beklemektedir. Osmanlı yönetimi döneminde ahalisi Müslüman ve Hıristiyan olarak 30.000 kişiydi. Tren hattının inşasından sonra kasabada büyük gelişmeler olmuştur. Viran Dağlar, Makedonya 1900 ve Tütün Zamanı isimli kitapların yazarı Necati Cumalı Florina doğumludur. Florinalı mübadiller çoğunlukla Ege Bölgesi’ne iskân edilmişlerdir. Florina kenti, günümüzde Yunanistan’ın Batı Makedonya Bölgesine ( Periphery) bağlı bir il (Nomos) statüsündedir.

Manastır Vilayeti

Osmanlı yönetimi döneminde, Manastır Vilayetinin kuzeyinde Kosova, doğusunda Selanik, batısında İşkodra ve Yanya, güneyinde Tırhala Vilayeti bulunuyordu. Yüzölçümü 28.500 km2 , nüfusu 848.900’dü. Balkan Savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu’nun Manastır Vilayetine bağlı yerleşim yerlerinin bazıları Yunanistan, bazıları Sırbistan sınırları içinde kalmıştır. Vilayet merkezi olan Manastır kenti Sırbistan’ın sınırları içinde, vilayete bağlı Florina, Serfice, Kozana, Alasonya, Cuma, Nasliç, Grebene, Kesriye kentleri Yunanistan sınırları içinde kalmıştır. Manastır kenti, günümüzde Makedonya Cumhuriyeti/FYROM sınırları içinde yer almaktadır.

Selanik Vilayeti (LANGAZA)

Langaza, Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. 1897 tarihinde kaza statüsü kazanmıştır. O tarihte kasabada 409 hane 1716 nüfusa sahipti. Bir cami, bir mescit ve bir medrese ile dört ilk mektep ve bir kilise vardı. Ticari sahada 164 dükkân, 14 han ve bir un fabrikası faaliyetteydi. Kaplıcaları ile ünlüdür. Sınırları içinde Beşik ve Ayvasil gölleri vardır. Kazanın köy ve çiftliklerde yaşayan toplam nüfusu 55 bin civarındaydı. Tarım ve hayvancılık başlıca geçim kaynaklarıydı. Kaza dahilindeki 100 bin dönüm bağlardan senelik 7-8 yüz bin kilo şarap üretilip, Selanik ve civardaki kazalara satılırdı. Mustafa Kemal’in dayısının kâhya olduğu ve Atatürk’ün yaz tatillerinde gittiği çiftlik Langaza’da idi. Bazı kaynaklar Atatürk’ün Anası Zübeyde Hanım’ın Langaza’nın Sarıyar köyünden olduğunu belirtir. Kazada 99 adet köy ve çiftlik vardı. Langaza mübadillerinin büyük çoğunluğu Tekirdağ, Malkara, Bursa, İzmir ve Çatalca’ya iskan edilmişlerdir. Günümüzde Langaza (Langada), Orta Makedonya Bölgesi’nin ve Selanik iline bağlı bir belediye statüsündedir.

Selanik Vilayeti (Kılkış / Avret Hisar)

Avret ya da Avrat Hisar kazasının kaza merkezi Kılkış kasabasıydı. Karadağ Nahiyesiyle 141 köyden oluşmakta ve 38 bin nüfusu barındırmaktaydı. Bu kaza tamamen Kureşe Dağları ile çevrilmiştir.
Kaza dağlık olmakla beraber oldukça verimlidir. Kaliteli buğday, arpa, çavdar, burçak, darı, mısır, susam, pamuk, afyon, haşhaş, pirinç, anason, nohut, fasulye, üzüm, sebze ve meyve yetişirdi. Nefaseti, lezzeti ve kabuğunun inceliğiyle meşhur olan cernal üzümünün tamamı ihraç edilirdi. Keçe, kilim, alaca gömlek ve yelken bezleri, havlu ve çorap imalatı sayesinde halkı önemli bir gelir elde ederdi. Osmanlı döneminden günümüze pek bir tarihi yapı kalmamıştır. Sadece bakımsız bir hamam ile şimdi sergi salonu olarak kullanılan hükümet konağı, Ayios Konstantinos – Ayia Eleni kilisesi olarak hizmet veren Beyazıt Baba Türbesi ayaktadır. Kılkış mübadilleri İstanbul-Tuzla, Trakya ile Çatalca-Silivri civarına iskân edilmiştir.
Günümüzde Kılkış (Kilkis), Orta Makedonya Bölgesi’ne bağlı Kilkis ilinin merkezidir.

Selanik Vilayeti (VODİNA)

Vodina, Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Selanik-Manastır demiryolu kazanın yakınından geçer. 1800’lü yılların sonuna doğru kent merkezinde 7449 nüfus, 1185 hane, 644 dükkân, 12 cami, 2 medrese,7 tekke, 3 kilise, 8 mektep, 1 kışla, 14 han, 7 değirmen vardı. Kazaya 65 adet köy ve çiftlik bağlıydı.
Kazanın toplam nüfusu 30-35 bin kadardı. Bu nüfusun büyük çoğunluğu Karacaabat/Karacaova bölgesi diye adlandırılan düz ovada kurulmuş olan köylerde yaşardı. Karacaova / Karacaabat bölgesinin merkezi Subotsko/Sbıtska yeni adı ile Aridea’dır. Kaymakçalan dağlarının çevrelediği Karacaova toprağı çok verimlidir. Sebze ve meyve yetiştiriciliği, ipekçilik en yaygın olarak yapılan mesleklerdir. Ana dilleri Makedonca olan Karacaova mübadilleri; Edirne, Gelibolu, Şarköy, Mürefte, Erdek, Bursa – Cerrah, Kütahya, Çeşme-Ildırı, İzmit ve İstanbul’un Kemerburgaz, Bahçeköy ve Gümüşdere köylerine iskân edilmişlerdir. Bahçecilik, ipekçilik, önde gelen mesleklerdir.

Selanik Vilayeti (Yenice-i Vardar)

Yenice-i Vardar Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Kasaba, Selanik’e 40 km. uzaklıktaki düz bir ovada Gazi Evrenos Bey tarafından kurulmuştur. Kasabanın düz bir ovada ve bir göl kenarında kurulmasının en önemli nedeni at yetiştiriciliğine uygun bir yer olmasıdır. Yenice-i Vardar kasabasına bağlı 89 köy ve çiftlik vardı. 1800’ün sonlarında 1616 hane, 8280 nufusu barındırıyordu. Buğday, pirinç, pamuk, keten, susam ve tütün üretimi yanında bağcılık da çok gelişmişti. Ayrıca bez ve kilim dokumacığı da yapılmaktaydı.

Kasabada, 520 dükkan, 12 fırın, 25 han, 3 hamam, 10 cami, 1 rüştiye, 2 medrese, 5 tekke, 2 imaret, 1 saat kulesi, 1 gaz deposu, üç katlı bir kışla-i hümayun ve Gazi Evrenos Bey ile ahfadının türbeleri vardı.Mübadeleden sonra Gazi Evrenos Bey türbesi bir süre çırçır fabrikası olarak kullanılmış, 2006 yılında Yenice-i Vardar Belediyesi tarafından restorasyonuna başlanmış ve restorasyonu 2009 yılında tamamlanmıştır. Saat kulesi de belediye tarafından restore edilmiştir. Günümüze kadar ulaşan iki cami ve iki hamam ise harabe durumdadır. Günümüzde Yenice-i Vardar (Gianitsa), Orta Makedonya Bölgesi’nin Pella iline bağlı bir belediye statüsündedir.

Selanik Vilayeti (KARAFERYA)

Karaferye, Osmanlı yönetimi döneminde Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Karaferye, Selanik’in batısında yer alır. 1372 yılında Gazi Evrenos Bey ve Hayreddin Paşa tarafından fethedilmiştir.1900’lü yılların başlarında, 8489 nüfuslu, 2102 haneli, 369 dükkân, 19 cami ve mescit, 6 kadar kilise, 1 rüştiye Mektebi, 6’sı İslam ve 5’i Hıristiyanlara mahsus 11 adet ilk mektep ile 2 kışla, 1 hastane ve 1 hükümet konağı bulunmaktaydı.Çok verimli topraklara sahip olan Karaferye kazasında her türlü meyve ve sebze üretimi yapılıyordu. Özellikle bağcılık çok gelişmişti. Senelik şarap üretimi 1,5 milyon, rakı üretimi 150 bin ton civarındaydı. Bölgede ipek böceği üretimi ve ipekçilik çok gelişmişti. Ağustos nahiyesinin şarabı çok ünlüdür. Karaferye kazası Ağustos nahiyesiyle 71 kadar köy ve çiftlikten oluşuyordu. Kasabada ve Ağustos nahiyesinde iplik fabrikaları Selanik Vilayeti ve civarının iplik ihtiyacını temin etmekteydi. Ulah aileleri tarafından dokunan çorap ve şayak gibi ürünler kasaba dışındaki pazarlarda aranır durumdaydı. Kasabada her yıl “Ayandon” adlı bir panayır düzenlenirdi.

Günümüzde; restore edilen Medrese Camii (Eminzade Hacı Ahmed Ağa Camii), Medrese, Hükümet Konağı ile restore edilmeyi bekleyen Atik Camii, Bayır Camii, Çifte Hamam, Çelebi Sinan Bey Camii, Çirmen Camii gibi eserler fonksiyonsuz da olsa ayaktadır. Ayrıca Barbuta Bahçeleri ve Osmanlı Döneminden kalma Türk ve Yahudi Mahallelerinde bazı yapılar hala ayaktadır. İlk Hititologumuz, Prof.Dr Sedat Alp ve Bestakar Hafız Hüseyin Tolan Karaferye’lidir. Günümüzde Karaferye (Veria), Orta Makedonya Bölgesine Orta Makedonya Bölgesine bağlı Imathia ilinin merkezidir.

Selanik Vilayeti

1912 Balkan Savaşı öncesi Osmanlı yönetimi döneminde Selanik Vilayeti, kuzeyinde Kosova Vilayeti ve Bulgaristan, doğusunda Şarki Rumeli ve Edirne vilayetleri, güneyinde Ege Denizi ve batısında Manastır Vilayeti ile sınırlıydı. Türkülere konu olan Vardar Nehri ile Mübadele sınırını çizen Karasu Nehrinden başka İnce Karasu (Vistriça), Struma ve Galik nehirleri Selanik Vilayeti sınırları içinde denize kavuşur. Yüzölçümü 35.393 km.2, 1912 Balkan Savaşı öncesi nüfusu 1.142.940 kişiydi. Selanik, Siroz (Serez), Drama ve Taşoz sancaklarının bağlı olduğu Selanik Vilayeti’nin merkezi Selanik şehriydi.

Kaynak.
" Lozan Mübadilleri Vakfı tarafından yayımlanan ' Mübadele Müzesi: Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi" kitabıdır.

İki Yaka Mübadilleri Derneği

İki Yaka Mübadilleri Derneğine ait, kurumsal bilgiler, güncel haber ve duyurular, etkinlikler, videolar ve galerilerin yayınlandığı resmi web sitesi

İki Yaka Mübadilleri Derneği

Kale İçi Mahallesi Topuklu Caddesi No: 73/A-13
34900 Çatalca /

Dernek Yazılımı: Medya İnternet™ - Dernek Sitesi Kulga © Tüm Hakları Saklıdır.